700 milyon insan kuraklık nedeniyle yaşadığı yeri değiştirecek
“Zarar Görmüş Arazilerin Restore Edilmesi Kuraklıkla Mücadelede Yüksek Öncelikli Bir Konu”. Escarus (TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı A.Ş.), 17 Haziran Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde zarar görmüş arazilerin restore edilmesinin önemine dikkat çekti.
Su ihtiyacının karşılanması, küresel gıda tedariki, çevre ve insan sağlığı için kuraklıkla mücadelenin azami önem taşıdığını belirten Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, “İnsani faaliyetlerimiz sebebiyle karasal alanların dörtte üçünü ciddi olarak değiştirdik. Zarar görmüş toprakları restore etmemiz ekosistem kaybını yavaşlatmamızı, hatta önlememizi mümkün kılacaktır. Bu alanların restorasyonu pandemiden hızlı bir şekilde kurtulmak için de önemli bir konudur” dedi.
Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin 17 Haziran 1994 tarihinde kabul edildiğini ve Birleşmiş Milletlerin bu sözleşmenin uygulanmasına dikkat çekmek için sözleşmenin imzalandığı gün olan 17 Haziran'ı “Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü” ilan ettiğini hatırlatan Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, “Dünya üzerinde su kaynakları ve yağış rejimleri düzensiz bir şekilde dağılmış durumda. Küresel nüfus dağılımının da dengesiz olduğunu düşündüğümüzde, ülkeler ve bölgeler için net su varlığı çok daha kritik hale geliyor. Nüfusun artışı, sanayinin ve beraberinde ekonominin gelişmesi suyun daha fazla kullanılmasına neden oluyor. Bütün bunlar suyun önemini artırırken iklim değişikliği belli coğrafyalarda kuraklığa neden oluyor. Ormansızlaşma, aşırı tarım uygulamaları, yanlış sulama pratikleri ve aşırı otlatma gibi faaliyetler verimli toprakları kuraklaştırıyor” dedi.
Tarım ve hayvanlılık ürünleri tehlike altında
Dr. Kavak sözlerine şöyle devam etti: “Yaklaşık 55 milyon insan her yıl kuraklıktan etkileniyor ve dünyanın hemen her yerinde tarım ve hayvancılık ürünleri ciddi tehlike altında. Kuraklık insanların geçim kaynaklarını tehdit ediyor, hastalık ve ölüm riskini artırıyor ve toplu göçlere sebep oluyor. Su kıtlığı dünya nüfusunun yüzde 40’ını doğrudan etkiliyor. Yapılan çalışmalara göre 2030 yılına kadar yaklaşık 700 milyon insan kuraklık nedeniyle yaşadığı yeri değiştirmek zorunda kalacak.”
“2030’da kişi başına düşen su miktarı 1.100 metreküpe inecek”
Daha önce Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’nin yüzde 80’inden fazla alanında şiddetli kuraklık ve olağanüstü şiddetli kuraklık tespiti yaptığına ve geçtiğimiz Ocak ayında NASA’nın şiddetli kuraklık tehlikesine işaret ettiğine değinen Dr. Kavak sözlerine şu şekilde devam etti: “Geçtiğimiz aylarda yağışlar ülke genelinde yüzde 27 oranında azaldı ve bu azalma Marmara Bölgesi dışındaki tüm bölgelerde görüldü. Türkiye’de kişi başına yıllık yaklaşık 1.500 m3 su düşüyor. Bu sebeple, Türkiye su stresi çeken bir ülke olarak kabul ediliyor. Yapılan çalışmalara göre, 2030 yılında kişi başına düşen su miktarının yıllık yaklaşık 1.100 m3’e inmesi sonucunda Türkiye su fakiri kategorisinde yer alan bir ülke olacak. Bu sebeple, Türkiye açısından son derece kuvvetli bir ihtimal olan kuraklığın gelecek yıllarda içinden çıkılamaz bir soruna dönüşmemesi için sistematik politika ve stratejilerin belirlenmesi ve bir an önce uygulamaya konulması gerekiyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.