2025'te hava kirliliği alarmı: Hanoi zirvede, Diyarbakır tehlikede!

TİGRİS HABER - Dünya genelinde hava kirliliği artmaya devam ederken, 2025 yılı itibarıyla en kirli şehirler listesi güncellendi. Vietnam'ın başkenti Hanoi, PM2.5 olarak bilinen tehlikeli küçük partikül seviyesinin metreküp başına 266 mikrograma ulaşmasıyla listenin zirvesine yerleşti.

Dünyanın En Kirli Şehri

Hanoi'de son haftalarda yoğun sisin hava kalitesini daha da kötüleştirdiği belirtiliyor. Hükümet yetkilileri, bu sorunu hafifletmek için elektrikli araç kullanımını teşvik etmeyi planlıyor. Özellikle otobüslerin en az yüzde 50'sinin ve taksilerin tamamının elektrikli araçlara dönüştürülmesi hedefleniyor.

Diyarbakır'da Hava Kalitesi

Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan Diyarbakır'da da hava kirliliği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Diyarbakır'ın hava kalitesinin, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa normlarının üzerinde olduğu belirtiliyor.

Özellikle kış aylarında ısınma amacıyla kullanılan fosil yakıtlar ve yoğun trafik, hava kalitesini olumsuz etkiliyor. Diyarbakır'da hava kalitesi endeksi (AQI) zaman zaman "sağlık açısından sakıncalı" seviyelere ulaşabiliyor. Bazı günlerde AQI değeri 110 olarak ölçülmüş ve bu durum hassas gruplar için sağlık sorunlarına yol açabileceği anlamına geliyor.

Hava Kirliliği ile Mücadele Yolları

Diyarbakır'da hava kirliliğini azaltmak için şu adımlar atılabilir:

• Elektrikli Araçların Teşviki: Elektrikli araç kullanımının artırılması, fosil yakıtla çalışan araçların sayısının azaltılmasıyla hava kalitesine olumlu katkı sağlayacaktır.
• Yeşil Alanların Artırılması: Ağaçlandırma projeleri ve yeşil alanların oluşturulması, havadaki partiküllerin arındırılmasına yardımcı olacaktır.
• Sanayi Denetimleri: Sanayi tesislerinin çevre dostu üretim yöntemlerine geçişi teşvik edilmeli ve düzenli denetimler yapılmalıdır.
• Temiz Enerji Kullanımı: Isınma amacıyla kullanılan fosil yakıtların yerine temiz enerji kaynaklarının kullanımı teşvik edilmelidir.

Hava kirliliği, sadece çevresel değil, sağlık açısından da ciddi tehditler oluşturuyor. Hem yerel yönetimlerin hem de bireylerin bu konuda bilinçli adımlar atması, yaşam kalitesinin artırılması açısından büyük önem taşıyor.