VİDEO - Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Ülgen, onaylı randevu sistemini değerlendirdi

Haber: Sait BAYRAM - Kamera: Mevlüt BAĞIRMAZ

TİGRİS HABER - Türkiye genelinde kamu hastanelerinde randevu konusunun krize dönüşmesinin ardından, Sağlık Bakanlığı çözüm olarak, merkezi hekim randevu sisteminde (MHRS) "onaylı randevu" sistemini başlattı. Dün hayata geçen sistemle ilgili konuşan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, eskiden SSK hastanelerinde yaşanan kuyrukları hatırlatarak, "Şimdi de sanal kuyruklar oluşacak" dedi.

"Bu adım mevcut sorunların kabulüdür"

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, Tigris Haber'e yaptığı konuşmada, Sağlık Bakanlığı’nın bu uygulamasının sorunun var olduğunun kabulü olduğunu söyledi. Dr. Ülgen, "Demek ki bir sorun var. Bir sorun olmazsa Sağlık Bakanlığı böyle bir açıklama yapmaz. Biz yapılan açıklamayı incelediğimizde yaklaşık 23 milyon kişinin geçen yıl randevuya gelmediğini gördük. Ama bu hangi sıkıntılardan dolayı randevuya gelmediğine dair bir ibare yok. Bir gün sonraki randevuya mı gelmemiş yoksa 3 ya da 6 ay sonraki randevuya mı gelmemiş, gibi bir ayrıntı yok.

Sadece 'randevuya gelmemiş' ibaresi var. Şimdi biz diyoruz ki, sağlık başka bir konuya benzemiyor. İnsanlar, tapu, nüfus ya da herhangi bir kurumdaki randevusuna gitmeyebilir. Hatta özellikle mahkemedeki duruşmalarına gitmeyenler, sağlıkta rapor isteniyor. Eğer tabi ki bir sağlık sorunu varsa kolay kolay randevuyu iptal etmez. Peki, neden randevuya gelmemiş? Çünkü bu randevular uzun randevular. Kişinin de sağlığı acildir. Kişi sağlığını çözmek istiyor. Bir kişinin sağlık problemi aylarca beklemez. Kişi bu süreçte ne yapar? Ya özele giderek ücretiyle çözmüştür. Ya da başka bir şekilde işte tanıdıklarını, arkadaşlarını, dostlarını ya da bürokrasiyi kullanarak bir şekilde daha erkenden giderek, sorununu çözmüştür. Bu iki olay dışında kolay kolay randevuya gitmeme olayını sağlıkta olacağını düşünmüyorum" diye konuştu.

"Eskiden SSK Hastanesi kuyrukları vardı, şimdi sanal kuyruklar!"

Sağlığın en temel insan sorunu olduğuna dikkat çeken Dr. Ülgen, "Burada şöyle bir handikap var. Diyelim ki, hasta aradı, sonra da randevuya onay vermedi. Ondan sonraki boşluk nasıl doldurulacak. Kim ve nasıl aranacak? Bu anlamda da sistemin oturup oturmadığını bilmiyoruz. Çünkü henüz yeni bir uygulama. Ama orada şöyle bir durum var: Kişi diyelim ki özel veya başka bir nedenden onay veremedi ve gelemedi. Onun yerine başkası alındı. O kişi O sağlık sorununu çözmek için bu kez nereye gidecek? Bir yandan da denilir ki, Sürekli hastaneler açık her zaman gelebilir. E nereye gidecek? Acile gidecek. Ya da hekime gidecek. Diyecek ki randevumu kaçırdım, onay yapmadım. İşte şu sorunum oldu. Benim sorunum var ve randevum vardı. Randevumu çözün diyecek. Burada da hasta ve hekim yine karşı karşıya getirilecek. Yani bu randevu noktasında eskiden SSK Hastanesi’nde kuyruklar vardı. Şimdi bu randevularda biraz Sanal kuyruklar oldu. Her iki durumda da sağlık gibi bir hakkın kullanamaması var. Sağlık bir haktır ve sağlık en kolay ve parasız bir şekilde ulaşılabilecek bir haktır" şeklinde konuştu.

“Aile hekimliğini yeterince düzenleyemediler"

Randevu sorununun aile hekimliği sisteminin yeterince düzenlememesinden kaynaklandığına işaret eden Dr. Ülger, şöyle dedi:

"Sağlıkta randevu koyarsan çok sıkıntılar olur. Biz bütünüyle her vatandaşın en kolay ve rahat şekilde en yakın şekilde ulaşabilecek bir sağlık hizmetinden yanayız. Sağlık kurumsallaşmasının böyle olması gerekiyor. Şimdi bakanlık yataklı tedavi kurumlarını artışına yöneliyor. Yani bir ülke yataklı tedavi kurumlarının artışıyla övünmez. Önemli olan insanların hasta olmamasıdır. Şimdi yatak sayısının artması hasta sayısının arttığını gösteriyor. Bizim amacımız insanları hasta etmemek. Biz koruyucu sağlık hizmetlerinden yanayız. Biz diyoruz ki, kişiyi hasta etmeyelim. Randevu sisteminin bu kadar sorun olmasının nedeni de aslında Aile hekimliğinin oturmamasıdır. Yani birinci sağlık hizmetlerindeki sevk zincirinin olmaması ve birinci sağlık hizmetlerinin aile hekimlerinin orayı özel muayene gibi kullanma zorunluluğu. Böyle olunca tabi ki ne olur? Randevular uzar. Ondan sonra insanlar arar telefonu düşüremez ya da farklı sorunlar olur. Yani herkesin de randevu alabilecek durumu yok. Kimisinin okuma-yazması yok. Herkesin farklı farklı sorunları var. Bizim toplumda çok önemli bir unutkanlık olayı var. Bu unutkanlığın olduğu bir toplumda kişi randevuyu da onay vermez. Ya da bir şekilde aramaz, sonra gider. Yani bu onaylı randevu sisteminin mevcut sorunu radikal olarak çözecek bir gelişme olarak görmüyoruz. Ama tabi ki biz sorunu çözecek her adımı alkışlarız. Yani elbette pratikte göreceğiz. Yine göreceğiz. Biz yine de bunu pratikte takip edeceğiz. Ama biz biliyoruz ki bu sorunun çözümü genel olarak bu değildir. Yani onaylı randevu sistemi randevu sorununu çözmeyecek."